Küçük Olmanın Önemi
Küçük çocuklar, sevgi dolu, oyuncu, hızlı bir gelişim döngüsü içinde ve bazen narin olabilirler ama onlarla ilgili en önemli özellik ne kadar güçlü olduklarıdır.
Öğrenme konusunda sonsuz bir merakları ve ilgileri onların en güçlü yanlarıdır; bu sayede dünyayı keşfederler. Konuşmayı, yürümeyi, koşmayı, tırmanmayı, renkleri, sayıları, dünyayı büyük bir iştahla öğrenirler. Nasıl öğreneceklerini keşfetme konusunda da çok güçlüdürler. Eğer onları engellemezsek defalarca deneme konusunda cesaretleri hiç bitmez.
Biz yetişkinlerin (çoğunlukla) büyük çaba sarf ettiğimiz bir çok konuda olduğu gibi onlatın yaratıcılıkları doğuştan getirdikleri güçlü yanlarıdır. Henüz kalıplara oturmamış zihinleri onların yaratıcılıkları için sınırsız düşünceler üretir.
Oyunculukları, dünyayı, insanları, ilişkileri anlama ve keşfetme konusunda onlara mükemmel bir ortam sağlar. Biliriz ki oyun çocuğun en önemli işidir. Motor becerilerden, sosyal-duygusal becerilere, bilişsel süreçlere kadar gelişimin her alanında güçlü bir öğrenme aracıdır. Ve oyun çocukların en başarılı olduğu alandır.
Onların hayal gücü , merak ve deneme hevesi ile örülü dünyasında kendini, duygularını ifade etme becerileri biz yetişkinlerden daha güçlüdür. Her zaman kelimelerle ifade edemeyebilirler ama kendilerini sözlerle, davranışlarla anlatmanın bir yolunu mutlaka bulurlar. Bu onların güçlü yanlarından biridir.
Küçük çocuklar arkadaş canlısıdırlar. Başkalarıyla kurdukları ilişkiler kendilerinin ve başkalarının davranışlarını anlamada, onları tanımada önemli bir fırsat sağlar.
Biz yetişkinlerin çocuklarla ilgili olarak bilmesi gereken en önemli şey onların ne kadar güçlü olduğudur. Böylelikle onların güçlü yanlarını keşfedebilir. Bu özelliklerini bastırmadan kendileri olmalarına destek olabiliriz. Her anne baba öncelikli olarak çocuğunun mutlu olmasını ister.
Olduğu haliyle kabul görmüş, bastırılmamış çocuklar mutlu büyür, mutlu yetişkinler olurlar.
Küçük olmak çok önemlidir. İçinde çok güçlü bir büyüme potansiyeli taşır. Bu süreç çocuklar için olduğu kadar ebeveynler için de bir maceradır. Gücün farkında olup, potansiyelini gerçekleştirmesine izin vermeliyiz.
Elif Küçükoğlu,PhD.