Okul Dışı Öğrenme Ortamları: Duvarsız Okul
Erken yıllarda çocuklar doğdukları andan itibaren onları kuşatan çevreden öğrenirler. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu bu dönem, çevreleri ile kurdukları etkileşim güçlü nöral bağlantıların kurulmasına ve gelişimlerine önemli katkılar sağlar. Dolayısıyla çocuğun eğitim ortamını sadece okul olarak tanımlamak önemli bir kayıp getirecektir.
Elif Küçükoğlu, Dr.
Günümüzde okul, tüm eğitim kademelerinde bahçesi, sınıfları ve duvarları ile tanımlı bir alan olarak anılmaktadır. Buna rağmen dünyanın pek çok yerinde farklı eğitim kademelerinde duvarlardan kurtulmuş, öğrenme modelleri ile duvarsız okullar eğitimlerini sürdürmektedirler. Özellikle pandemi süreci ile eğitimde yeni yaklaşımlar arasında duvarsız uygulamaları ülkemizde de ebatv üzerinden eğitim müfredatının uzaktan erişimle öğrencilere ulaştırılmasını sağlayan bir yöntem olarak görülmüştür. Yine son yıllarda orman okulları ve doğa eğitimi çerçevesinde duvarsız uygulamalar yaygın bir biçimde görülmektedir. Ancak yaşam boyu öğrenme prensibi ile duvarsız okul uygulamalarını sadece “okul” bağlantısı içinde düşünmemek gerekir.
Özellikle erken yıllarda çocuklar doğdukları andan itibaren onları kuşatan çevreden öğrenirler. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu bu dönem, çevreleri ile kurdukları etkileşim güçlü nöral bağlantıların kurulmasına ve gelişimlerine önemli katkılar sağlar. Dolayısıyla çocuğun eğitim ortamını sadece okul olarak tanımlamak önemli bir kayıp getirecektir.
Öğrenme yaşamın her anında gerçekleşir. Çocuklar akranları ile etkileşim kurarken, sosyal kuralları, kendi sınırlarını, başkalarıyla nasıl iletişim kurulacağını öğrenirler. Anne babalarıyla parka gittiklerinde bedenlerini nasıl kullanacaklarını, sınırlarını keşfederler, parktaki oyuncaklarla oynarlar, çevrelerindeki hayvanları görür, bitkileri tanırlar. Eve dönüş yolunda işaretleri tabelaları okumayı öğrenirler. Alışveriş sırasında saymayı, ölçmeyi, para vermeyi, üstünü almayı, sırasını beklemeyi ve bütçe planlamasını öğrenirler. Günlük hayata katılarak öğrendikleri ve doğal akış içerisinde kazanılan bu deneyimler sınıf içinde yapılan planlı öğrenme deneyimleri kadar etkili ve çok daha kalıcı öğrenmelere yol açar. Bu nedenle gelişim ve öğrenme süreçlerini sadece okul-öğretmen bağlamında düşünmeyip yaşamın tüm alanına yayacak, çocuğun ilk öğrenme ortamı olan aileyi de dahil edecek; gördüğü, duyduğu her şeye öğrenme hevesi ile, merakla yaklaşacak çocukları merkez alan bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.
Okul öncesi dönem çocukların temel ihtiyacı somut yaşam deneyimleri yoluyla, onlara uygulamaları, araştırmaları, soru sormaları için meraklarını uyandıracak aktif öğrenme ortamlarında bulunmaktır. Bu ortam öncelikli olarak çocuk merkezlidir ve keşfederek öğrenme önceliklidir. Günlük yaşam deneyimlerinden ve yakın çevre olanaklarından önemli ölçüde yararlanır.
Bu durumda çocuğun rehberi olacak yetişkinlerin (bu kişiler öğretmen ya da anne baba olabilir), öğrenme sürecinde çocukların plan yapmalarına, uygulamalarına, düzenlemelerine, sorgulamalarına, araştırmalarına, tartışmalarına ve üretmelerine mümkün olduğu kadar çok olanak tanımaları gerekmektedir. Çocuğun öğrenme sürecine etkin katılması, öğrendiklerini farklı durumlara transfer etmesi ve yeni durumlarda kullanması önemlidir. Çocukların çevresinde olanları fark etmesini, merak ettiği konulara ilişkin sorular sormasını, araştırmasını, keşfetmesini ve oynayarak öğrenmesini teşvik etmelidir.
Öğrenme deneme ve deneyimlerin sonucudur. Çocuklar için yaparak yaşayarak öğrendiği, çevresindeki kurumlarla ve kişilerle etkileşime geçtiği öğrenme ortamları etkili deneyimler sağlayacak ortamlardır. Duvarsız Okul uygulamaları ve duvarsız öğrenme ortamları ile çocukların araştırma, problem çözme ve olayı yerinde gözlemleme yolu ile doğrudan ve anlamlı öğrenme ve birinci elden deneyim edinme gereksinimleri karşılamak mümkündür. Bu uygulamalar, çocuklar için ilk elden özgün deneyimlere olanak sağlayarak bir yandan onların yaşadıkları çevreyi tanımalarına, bir yandan da gelişimsel potansiyellerini gerçekleştirmelerine ortam hazırlar.
Okul dışı öğrenme ortamları; hem bilişsel hem de duyuşsal düzeyde olumlu etkilere sahiptir. Bu etkiler;
- Yaparak-yaşayarak deneyim kazanmak,
- Bilime karşı ilgi ve motivasyonu teşvik etmek,
- Öğrenmeye ve kişilerarası ilişkilere duyulan ilgiyi arttırmak,
- Gözlem becerisi ve algıyı geliştirmek,
- Kişisel ve sosyal gelişimi desteklemek, şeklinde sıralanabilir.
Çocukların ilgisini çekecek, yöresel, kültürel, mesleki ve güncel önem taşıyan her mekân çocuk için doğal öğrenme alanıdır. İçinde bulunulan yöredeki tarihî bir yer, müze, bir ressamın sanat atölyesi, matbaa, tarla, bahçe, park ve herhangi bir materyalin, araç veya gerecin üretim atölyesi gibi mekânları bu öğrenme ortamları arasında gösterilebilir. Bu ortamlar çocuk için DUVARSIZ OKUL niteliğindedir.
İster bir anaokulunda öğretmen tarafından isterse ileler tarafında planlansın DUVARSIZ OKUL etkinlikleri için hazırlık yapılırken çocukların yaparak-yaşayarak öğrenmeleri için planlamalar yapmalıdır.
Eğer öğretmen tarafından planlanan bir uygulama ise mutlaka izin süreçleri ile planlanmaya başlanmalıdır. Eğer ailece yapılacak bir gezi veya etkinlik söz konusu ise gidilecek yerin izin gerektirip gerektirmediği, gideceğiniz gün ziyarete açık olup olmadığını kontrol etmekte fayda var.
Planlı bir DUVARSIZ OKUL etkinliği yapıyorsanız amacı çocukla paylaşılmalı, neler yapılacağı ya da neler görecekleri hakkında bilgilendirilmelidirler. Hatta birlikte bir ön araştırma yapılabilir, varsa web sayfası incelenebilir, görülecek şeyler hakkında planlama yapılabilir. Hazırlık sürecine çocukların dahil edilmesi onların öğrenmeler için alt yapısını hazırlayacağı gibi dahil olacağı süreçlerde sorumluluk almasına, bilgiyi organize etmesine katkı sağlar. Ayrıca ihtiyacı olabilecekleri ön görmesi, kendisine bir çanta hazırlaması ve kendisinin taşıması da önemlidir.
Gideceğiniz yerde neler göreceği, neler görmeyi beklediği hakkında çocuklarla sohbet edilebilir. Böylelikle çocuklar gezi sırasında daha iyi gözlem yapma olanağı bulurlar. Yine gidilecek yerde hangi sebeple nasıl davranması gerektiği ile ilgili sohbet edilmeli ve çocuklar bilgilendirilmelidir. Müzede daha sessiz olmak ve müzedeki eşyalara dokunmamak; itfaiye gibi kurumsal alanlarda karşılaşabileceğimiz tehlikeler ve genel olarak uymamız gereken sosyal kurallar (itiş kakış yaşamamak, koşmamak, sıra beklemek gibi) bunlara örnek olarak verilebilir.
DUVARSIZ OKUL uygulamaları okul öncesi dönemdeki çocukların öğrenmesini destekleyen sayısız fırsatlar sunar. Etkinlik sırasında çocukların mümkün olduğunca çok duyusunu kullanarak deneyim kazanmalarını sağlayacak ortamlar oluşturmaları önemlidir. Gözlem yapmalarına fırsat tanımak gereklidir. Görülmesi gereken yerler ya da nesneler hızlıca önünden geçilerek değil çocukların incelemesine fırsat tanınarak değerlendirilmelidir. Nesnelerin, mekanların, objelerin özellikleri (renkleri, boyutları, şekilleri, sayıları gibi…) birbirlerine göre konumları (önde, arkada, uzakta, yakında, köşede, kenarda gibi…) , birbirleri ile olan ilişkileri (aynı, farklı, benzer, parçası, birlikte, ayrı, daha önce, daha sonra, daha eski, daha yeni gibi…), duyuşsal özellikleri (kokusu, biçimi, dokusu gibi…) hakkında çocukların gözlem yapmasına, aktif deneyimler kazanmasına olanak sağlamak, çocuğa soru sorarak, onun da soru sormasına olanak tanıyarak ve sorulara birlikte cevap aranarak süreç etkin bir çalışmaya dönüştürülebilir.
DUVARSIZ OKUL etkinlikleri sırasında çocukların birbirleriyle, görevlilerle, çevredeki katılımcılarla etkileşimleri, sosyal yaşamı ve kuralları, insan ilişkilerini anlamaları açısından da çok önemli bir kazanım sağlar. Sırasını beklemek, öncelik tanımak, bilet almak, kurallara uymak, empati yapmak, liderlik yapmak, lideri takip etmek bu beceriler arasında sayılabilir.
DUVARSIZ OKUL etkinlikleri sırasında çocukların çevrelerini daha iyi anlayabilmeleri ve bunu ifade edebilmelerinin bir yolu sözel iletişim ise bir diğer yolu yazılı ve görsel anlatımdır. Okul öncesi dönem çocukları yazı yazamazlar ancak resim yaparak kendilerini ifade edebilirler. Gezi sırasında ilgilerini çeken nesne, durum ya da olayları resmedebilecekleri ortamlar yaratılabilir. Örneğin; ormanda ilk gördükleri çiçeğin resmini çizmek, en uzun ağacın resmini yapmak, bir heykelin resmini yapmaya çalışmak bunun bir yolu olabilir. Teknolojik imkanları kullanarak kayıtlar almak, fotoğraf çekme etkinlikleri ile de süreç pekiştirilebilir. Gidilen ile ilgili varsa, broşür, kitapçık, dergi, afiş, poster vb materyaller çocuklarla birlikte yerinde incelenebilir; eğer imkân dahilinde ise birer örneği alınabilir. Böylelikle çocuklar etkinlik sırasındaki yaşantıları ile ilgili belge oluşturmayı/toplamayı da öğrenirler.
DUVARSIZ OKUL etkinlikleri sonrasında çocukla gözlemleri hakkında konuşularak etkinlik öncesi beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığına ve onları şaşırtan deneyimler yaşayıp yaşamadıklarına dair geri bildirimler alınmalıdır. Tartışma ortamında fikirlerini paylaşan çocuklar bu bitirme sohbeti ile etkinliğinin zihinlerinde kalıcı izli olmasına katkı sağlamış olurlar.
DUVARSIZ OKUL etkinlikleri sırasında toplanan poster, afiş, broşür vb. evraklar çocuklarla birlikte tek tek incelenerek hatırlama çalışmaları ile pekiştirilmelidir. Ayrıca çocukların yaptıkları resimler, çektikleri fotoğraflar üzerinde konuşmalarını sağlayarak kendi deneyimlerini kendi ağızlarından ifade etmelerine olanak sağlamak hem iletişim becerileri hem sosyal becerileri hem de zihinsel becerileri açısından etkin bir süreç olacaktır. Fotoğraflarla gezi albümü yapılabilir, yapılan resimlerle bir hikâye kitabı oluşturulabilir, slayt gösterileri hazırlanabilir.
DUVARSIZ OKUL ÖNERİLERİ
DUVARSIZ OKUL uygulamaları çocukların ilgisini çekecek, yöresel, kültürel ve güncel önem taşıyan mekânlarda yapılabilir. Yörede çocukların ilgisini çekecek tarihî bir yer, bir ressamın sanat atölyesi, matbaa, tarla, bahçe, park ve herhangi bir materyalin, araç veya gerecin üretim atölyesi gibi alanlarda uygulamalar yapılması mümkündür.
Sanat galerileri
İçerik bakımından zengin birçok konunun yakından gözlemlenmesini sağlar. Resimlerin ayrıntılı olarak incelenmesi, çocukların anlatı, karakterler, yerler, şekiller, renkler ve geçmişi anlama becerilerini artırabilir.
Resimler, çocuklar için zengin bir yaratıcı ilham kaynağı olabilir. Bir sanat galerisindeki esere bakmak, çocukları büyüleyebilir ve motive edebilir. Gördükleri hakkında konuşmak, kelime hazinelerini genişletmelerine, ifade becerilerini güçlendirmelerine ve yeni kavram ve kelimelerle tanışmalarına olanak sağlayabilir. Örn: 'kiraz kırmızısı' veya 'elma yeşili' gibi sıfatlar. Resimlere bakmak, aynı zamanda hikayelere ilham verebilir. Kendi hikayelerini, şarkılarını, tekerlemelerini oluşturmaları için fırsatlar yaratılabilir.
Müzeler
Kültürel miras eğitimi sayesinde çocuklar geçmişle iletişim kurabilir, kendi dünya görüşlerini yaratabilir ve kendilerini daha geniş bir zamansal sürekliliğin parçası olarak görebilirler.
Müzeler, çocuklara otantik nesnelerle ilgilenmeleri için benzersiz fırsatlar sunar. Bu, çocukların daha önce sözlü açıklamalar veya kitaplardaki resimlerden gördüğü objeleri yakından görmesini ve gerçekte var olabileceklerini anlamalarını sağlar. Örneğin, bir dinozorun resmini gören bir çocuk, Ankara Tabiat Tarihleri Müzesi’ne gittiğinde büyüklüğünü onun iskeleti ile karşılaştığında anlayabilecektir.
Müzelerde sergilenen nesneler, bir şekilde özel olduklarından veya daha büyük bir hikâyenin bir parçasını temsil ettikleri için, bir neden için vardır. Nesneler gerçekler hakkında bilgi edinmek için zengin fırsatlar sunsa da, nesnelerle ilgili hikayeler de yaratıcı olabilir. İyi sorular, araştırma ve sorgulama yoluyla, çocuklar nesnenin yararı, nasıl yapıldığı ve kime ait olduğu hakkında yaratıcı fikirler üretebilir.
Müzelerde tutulan nesneler genellikle geçmişten gelir ve çocuklara zaman hissi verebilir. Arkeolojik objeler çoğu zaman geçmiş kültürlerin var olan tek kaydıdır.
Birçok müzede makinelerin nasıl çalıştığına dair interaktif uygulamalar mevcuttur. Böylelikle çocuklar nesnelerin mekanik çalışmaları hakkında gözlem yapabilirler. Örneğin İstanbul’da Sanayii Müzesini ziyaret eden çocuklar, bir çamaşır makinesi çalışırken içinin nasıl göründüğünü eski bir zeytin yağı üretim makinesinin nasıl çalıştığını gözlemleyebilirler. Nesnelerin nasıl çalıştığını anlamak, daha önce çocuklar tarafından bilinmeyen bir yaşam tarzını ortaya çıkarabilir.
Sahne sanatları
Tiyatro, dans gösterisi, müzikli gösteriler gibi performans sanatlarına yönelik bir geziye katılmak her şeyden önce çocukların yaratıcılığını teşvik eder. Aynı zamanda bu tür etkinlikler;
- Çocukların özgüvenini arttırır,
- Çocukların iletişim becerilerini geliştirir,
- Çocukların ifade ve bireysellik özgürlüğünü teşvik eder,
- Farklı öğrenme stillerine sahip çocukları uyarır,
- Farklı kültürlerin keşfedilebileceği zengin kaynaklar sağlar.
Yaşanılan çevre
Yakın çevre, çocukların çevrelerini eğlenceli bir şekilde keşfetmeleri için muazzam bir içerik sağlar. Çocuklar yaşadıkları çevredeki binaları ve inşaları keşfederler. Bu da çocukların mekan içinde kendi alanlarına ait algılarını geliştirir ve grup içinde biri olmayı kavramalarını sağlar. Ayrıca çevrelerinde gördükleri binalar, anıtlar ve varlıklarla kültürel miras anlayışının ilk adımı atılabilir.
Çevrelerinde gördükleri binalar ve onların tasarım özellikleri, şekilleri, mimari özellikleri, yapımlarında kullanılan malzemeler, benzerlik ve farklılıklarına dikkatleri çekilerek kendi tasarım fikirleri geliştirmelerine olanak sağlanabilir. Binaların işlevleri hakkında konuşulabilir. Çevrelerindeki yapıları keşfederek çocuklar, binaların tasarımı ve kullanımlarını hakkında farkındalık kazanacaklardır.
Ayrıca yaşadıkları yerin çevrelerine göre konumu, mahallesi, sokağı, yeri yönü ve bulunduğu nokta ile ilgili farkındalık kazanmasını sağlar. Bu süreçte çocuklar hiç zorlanmadan doğal olarak adresilerini öğrenirler.
Doğal yaşam alanları
Doğa eğitimi okul öncesi eğitiminin önemli bir parçasıdır. Küçük çocuklar geliştikçe, doğal dünya onları için sunduğu somut ve özgün öğrenme deneyimleri keşfederler. Ormanlar, akvaryumlar, çiftlikler doğal yaşamla daha yakın olma ve gözlemleme imkânı sağlar. Çocuklar için bu ortamlar heyecan verici olmanın yanı sıra hayvanlar alemini yakından tanıma, canlıların doğması, büyümesi ve gelişmesi, havanın, suyun, mevsimlerin değişmesi ve insanlar dışında gezegeni paylaştığımız diğer canlı türlerin gözlemleme ve keşfetme alanlarıdır.
DUVARSIZ OKUL UYGULAMALARININ ÇOCUKLARIN ÖĞRENMELERİNE KATKILARI
Duvarsız Okul uygulaması, okulun sadece dört duvardan ibaret olmadığı ve çocukların her yaşantıdan bir öğrenme etkinliği gerçekleştirebileceği fikrine dayanır. Kendiliğinden gelişen ve günlük yaşam akışı içerisinde fırsatların değerlendirildiği bu uygulamalar kalıcı öğrenmeler için önemlidir.
Bu uygulamalarla çocuklar zengin ve anlamlı yaşantılar kazanır; yaparak ve yaşayarak bilgi öğrenirler. Özellikle okul öncesi süreçte çocuklar için aktif yaşantılara dayalı bu tür deneyimler kalıcı öğrenmeler için önemli bir alt yapı oluşturur.
Güdülenmeyi sağlar. Keyifle gerçekleştirilecek, çocuğun kontrolünün olduğu, sorumluluk aldığı ve görüşlerinin dikkate alındığı öğrenme faaliyetleri olduğu için çocuklar katılım konusunda yüksek güdülenmeye sahiptirler. Didaktik anlatımdan uzak, deneyimleyerek gerçekleşen yaşantılar yaşam oyu öğrenme faaliyetlerine karşıda olumlu bir motivasyon için alt yapı hazırlar.
Teknoloji ile destek sağlar. Günümüz çocukları teknoloji ile iç içe yaşarlar. Duvarsız Okul uygulamaları içinde gidilecek yeri araştırırken, fotoğrafları çekerken, kayıtlar oluştururken, sonrasında kayıtları inceleyip sunumlar oluştururken teknolojik imkanları aktif şekilde kullanmayı da öğrenirler. Böylelikle sadece izleyici olarak değil bir ürün oluşturma konusunda da teknolojinin işe yararlılığını deneyimleme imkânı bulurlar.
Organizasyon becerilerini arttırır. Duvarsız Okul uygulamaları, çocukların tüm süreçlerde aktif olarak katıldığı ve sorumluluk aldığı uygulamalardır. Böylelikle yapılacak işler, görülecek yerler, oluşturulacak kayıtlar, taşınacak çanta ve eşyalar da dahil olmak üzere tüm yaşantılarda organize bir davranış söz konusudur.
Gerçek yaşantılarla öğrenirler. En etkinli öğrenmelerin gerçek yaşam deneyimlerinden ve çevreleri ile olan etkileşimlerinden gerçekleştiği bilimsel olarak da bilinen bir gerçektir. Yaşadığı toplum hakkında genel bir bilgi elde eder ve toplumla kaynaşmaya başlar. DUVARSIZ OKUL uygulamaları çocuklara insanlar, olaylar, mekanlar ve çevreleri ile etkileşime girebilecekleri gerçek yaşantılar sunar. Bu yaşantılar başkalarının aktardığı değil, çocuğun tüm duyularını aktif olarak kullandığı, birinci elden kendi keşif süreci, gözlemleri, deneyimleri ile kazandığı bilgileri içerir. Bu nedenle Duvarsız Okulda kazanılan bilgi kalıcı olarak hafızaya kaydedilecek bilgidir.